Çoğumuz başımız ağrıdığında bunun sebebinin kötü huylu bir tümör olabileceğini aklına dahi getirmeden sebebin; stres,uykusuzluk vb nedenler olabileceğini düşünürüz. Ancak ağrı yeri diz olduğunda birçoğumuzun aklına “menisküsüm mü yırtıldı ? dizim mi kireçlendi ? ya da bağlarım mı zarar gördü acaba?” düşüncesi gelir. Neden bir travma olmaksızın yaşadığımız diz ağrılarının da yırtık, kireçlenme, sıkışma dışında daha basit ve kendiliğinde iyileşebilen durumlar olduğunu düşünmeyelim ki ! Oysaki düşünmek için bir çok haklı sebebimiz var. Çünkü son yapılan araştırmalar; bir çok dizde zaman içinde meydana gelen yıpranmış menisküs, yırtık menisküs durumlarının ağrı yaratmadığını, vücudun bir şekilde buna adapte olarak kişinin günlük yaşamını etkilemediğini söylüyor. Nasıl ki zamanla gözlerimizin kenarı kırışıp ağrı yaratmıyor,saçlarımız beyazlayıp bize bir sorun çıkarmıyorsa Mrı’da görülen yırtık menisküs de ağrının sebebi olmayabiliyor. Diyelim ki ağrının sebebinin menisküs yaralanması olduğuna eminiz bu durumda da hiç paniğe,korkuya kapılmadan bunun iyileşebilir bir durum olduğunu başta bilmek gerekir. Seneler önce yapılan menisküs çıkarma işlemlerinin tarihe karışmasıyla birlikte, travma sonrası gelişmeyen, dizde takılma,kitlenme yaratmayan dejeneratif menisküs yırtıklarının da tedavisinde cerrahi tamirden önce mutlaka fizyoterapi ve rehabilitasyon denenmelidir. Bir çok kanıt değeri yüksek çalışmalar ve hasta takipleri sonucu ‘egzersiz odaklı’ fizik tedavi, çoğu menisküs yaralanmalarında ilk seçenek tedavi yöntemidir. Cerrahi ise gerekli durumlar dışında son seçenek olarak düşünülmelidir. Sonuç olarak, çoğu diz ağrısının sebebi Mrı’da görünmesine rağmen menisküs olmayabilir, menisküsün sebep olduğunu diz ağrıları ise ameliyata gerek olmaksızın iyi planlanmış bir rehabilitasyonla düzelebilmektedir. Herkese sağlıklı, bol yürüyüşlü günler dilerim.